Mantıku’t-Tayr

261,00

Hiç hilaf yok; bizim bir padişahımız var / Bir dağın ardında; o dağ Kafdağı’dır Onun adı Simurg’dur; kuşların sultanı / O bize yakındır; biz ondan çok uzakta Âşıklar arasında kuşlar vardır / Kafesten ecelden önce

Barkod: 9786053145561 Dizi: Şiir

Stokta

Açıklama

Hiç hilaf yok; bizim bir padişahımız var / Bir dağın ardında; o dağ Kafdağı’dır

Onun adı Simurg’dur; kuşların sultanı / O bize yakındır; biz ondan çok uzakta

Âşıklar arasında kuşlar vardır / Kafesten ecelden önce uçmuşlardır

Hepsinin ayrı açıklaması vardır / Çünkü kuşların başka dili vardır

Ne bir zalimin ekmeğini yedim / Ne kitabımı birine takdim ettim

Beden, can gitti; canımdan, bedenimden / Dert, hayıflanma dışında yok nasibim

FERÎDÜDDÎN ATTÂR

İranlı mutasavvıf, şair, eczacı, hekim Ferîdüddîn Muhammed bin İbrâhim-i Nişâbûrî’nin hayatı hakkında bilinenler bilgi kırıntıları ve bazı menkıbelerden ibarettir. 1119’da Nişâbur’da doğduğu, 1230 yılında yaşamını yitirdiği kabul edilir. Babasının mesleğini izleyerek attârlık (eczacılık) yaptığı bilinmektedir. İyi bir öğrenim gördüğü anlaşılan Attâr, tasavvufa ilgi duymuş, sûfîlere karşı büyük bir sevgi beslemiş, bu sevgi onun tasavvuf alanında velûd bir şair ve yazar olmasını sağlamıştır. Eserleri incelendiğinde edebî hayatı üç döneme ayrılabilir. Birinci döneminde usta bir hikâyeci kimliğiyle karşımıza çıkar. Eserlerin kurgusu, işlenişi, dili sağlamdır. Mantıku’t-Tayr (Kuş dili), Musîbetnâme, İlâhînâme, Esrârnâme, Muhtarnâme, Dîvân gibi manzum eserlerinin yanı sıra, bugün hâlâ kaynak eser özelliğini yitirmeyen mensur yapıtı Tezkiretü’l-Evliya (Velîler Ansiklopedisi) birinci döneme aittir. İkinci dönemde dış dünyaya, insanlara karşı ilgisiz, Tanrı’da yok olmayı hedefleyen bir sûfî olarak görünen Attâr, bıktırıcı tekrarlardan kendini kurtaramaz. Uşturnâme, Cevherü’z-Zât, Mansurnâme gibi eserleri bu döneme aittir. Üçüncü dönem, Hata! Yer işareti tanımlanmamış.Attâr’ın yaşlılık yıllarına rastlar. Eserlerinde kurgu, düzen, üslup gevşemeye başlar. Mazharü’l-Acâyib ile Lisânü’l Gayb mesnevîleri bu dönemin ürünüdür. Manzum çevirisini sunduğumuz Musîbetnâme‘de Attâr kırk gün süren bir sınav sırasındaki deneyimlerini anlatır. Düşünce sâliki (sâlik-i fikr) belirli bir sıraya göre düşünce âleminde gezintiye çıkar; sorularını yöneltir. Bu görüşmelerin sonunda pîrine gelerek yaşadıklarını anlatır. Pîri de onu yönlendirir. Bu arada üzerinde konuşulan madde ile ilgili uzun veya kısa hikâyeler anlatılır. Eser bu özelliği ile Ardavirafnâme ve Dante’nin İlâhî Komedya‘sı arasında bazı ortak yanlar gösterir. Prof. Dr. Mehmet Kanar’ın titiz çalışması sayesinde Musîbetnâme manzum tam metin olarak Türkçede okurla ilk kez buluşmuş olmaktadır..

Künye

Yayın No

1556

Dizi

Dizi No

51

Yazar

Orijinal Adı

Mantukut Tayr

Çevirmen

Yayıma Hazırlayan

Son Okuma

Yazar

Ferîdüddîn Attâr

İranlı mutasavvıf, şair, eczacı, hekim Ferîdüddîn Muhammed bin İbrâhim-i Nişâbûrî’nin hayatı hakkında bilinenler bilgi kırıntıları ve bazı menkıbelerden ibarettir. 1119’da Nişâbur’da doğduğu, 1230 yılında yaşamını yitirdiği kabul edilir. Babasının mesleğini izleyerek attârlık (eczacılık) yaptığı bilinmektedir. İyi bir öğrenim gördüğü anlaşılan Attâr, tasavvufa ilgi duymuş, sûfîlere karşı büyük bir sevgi beslemiş, bu sevgi onun tasavvuf alanında velûd bir şair ve yazar olmasını sağlamıştır. Eserleri incelendiğinde edebî hayatı üç döneme ayrılabilir. Birinci döneminde usta bir hikâyeci kimliğiyle karşımıza çıkar. Eserlerin kurgusu, işlenişi, dili sağlamdır. Mantıku’t-Tayr (Kuş dili), Musîbetnâme, İlâhînâme, Esrârnâme, Muhtarnâme, Dîvân gibi manzum eserlerinin yanı sıra, bugün hâlâ kaynak eser özelliğini yitirmeyen mensur yapıtı Tezkiretü’l-Evliya (Velîler Ansiklopedisi) birinci döneme aittir. İkinci dönemde dış dünyaya, insanlara karşı ilgisiz, Tanrı’da yok olmayı hedefleyen bir sûfî olarak görünen Attâr, bıktırıcı tekrarlardan kendini kurtaramaz. Uşturnâme, Cevherü’z-Zât, Mansurnâme gibi eserleri bu döneme aittir. Üçüncü dönem, Hata! Yer işareti tanımlanmamış.Attâr’ın yaşlılık yıllarına rastlar. Eserlerinde kurgu, düzen, üslup gevşemeye başlar. Mazharü’l-Acâyib ile Lisânü’l Gayb mesnevîleri bu dönemin ürünüdür. Manzum çevirisini sunduğumuz Musîbetnâme’de Attâr kırk gün süren bir sınav sırasındaki deneyimlerini anlatır. Düşünce sâliki (sâlik-i fikr) belirli bir sıraya göre düşünce âleminde gezintiye çıkar; sorularını yöneltir. Bu görüşmelerin sonunda pîrine gelerek yaşadıklarını anlatır. Pîri de onu yönlendirir. Bu arada üzerinde konuşulan madde ile ilgili uzun veya kısa hikâyeler anlatılır. Eser bu özelliği ile Ardavirafnâme ve Dante’nin İlâhî Komedya’sı arasında bazı ortak yanlar gösterir. Prof. Dr. Mehmet Kanar’ın titiz çalışması sayesinde Musîbetnâme manzum tam metin olarak Türkçede okurla ilk kez buluşmuş olmaktadır..

0