Açıklama
“Her şey bedenlerimizle başlar. Birbirine dokunan tenlerimizle.”
Gitgide erişilmez olmaya başlayan bir anneye özlem, hayalet gibi silikleşmiş bir babayı hayatın farklı evrelerinde kabullenme çabası… Geçmişin
gölgelerinden sıyrılmak ve kendine ait bir yer bulmak isteyen Lucy, zamanın ve mekânın derinliklerinde kaybolmaya çalıştıkça aslında kendine
dokunmaya başlıyor.
Bu hikâye, aidiyetle özgürlük arasında bocalayan bir ruhun portresi. Çocukluğun sessiz çatlaklarından sızan özlemlerle örülü, geçmişin ağırlığıyla
geleceğin belirsizliği arasında sıkışmış bir yolculuk. Lucy, iç dünyasının karmaşasında gezinirken, hem büyümenin sancılarını hem de insana ait olan
o evrensel arayışı dile getiriyor.