Açıklama
Leiris’in otobiyografik nitelikli Erginlik Yaşı, Rousseau’nun İtiraflar’ının ardından, Fransız yazınındaki en içten itiraf örneği olarak nitelendirilebilir. Leiris, yazında itirafı, kinik bir katılığa düşmeden gerçekleştirilmesi gereken ödünsüz bir katharsis (arınma) gibi görür; onu, kökenleri ortaçağ İspanyası’nın ötesinde, kutsal tören niteliğiyle Girit’e ve Mithra’ya değin uzanan corrida (boğa güreşi) ile karşılaştırır. Ölümün, simgesel bir değer taşımanın da ötesine geçip cinsel bir tutkuya dönüştüğü, ölümsüzlükle arasındaki sınırın bir pamuk ipliğine bağlı kaldığı corrida arenasında, gerçek bir tragedyayı örneklendiren torero gibi, yazar için de yazma ediminin, hem kendisi hem başkaları hem de yazın adına bir eyleme dönüşmesi, ancak “boğanın boynuzlarının gölgesinde” gerçekleşebilir. Corrida imgesi, yazının yaşama katıldığı önemli bir kesişim noktasıdır Leiris’e göre.
Erginlik Yaşı’nda, cinsel ve toplumsal yaşamına damgasını vuran önemli kişileri, geçirdiği ruhsal bunalımın tedavisi sırasında yakından tanıdığı psikanaliz yöntemi aracılığıyla gerçekleştirdiği düş çözümlemeleri ışığında ve erotizmin egemen olduğu bir bakış açısından mitolojik kişilerle karşılaştırırken, Leiris örtük bir biçimde okuru, insan yazgısının değişmezliğini sorgulamaya itmektedir. Annesi, küçük topluluklarının bir parçası olan üniversiteli kız, Kay, çoğunlukla başarısızlıklardan oluşan cinsel deneyiminin öteki kadın kahramanları; fahişeler, kimi kez de hizmetçi kızlardan birisi, Yudit ya da Lucretia kişiliğiyle karşılaştırılır. Yudit, düşman komutanı Holophernos’un başını keserek Bethulia halkını kurtaran, Lucretia ise intiharıyla Roma Cumhuriyeti’nin kurulmasını sağlayan kadın kahramanlardır. Her iki kadın kahraman da kurtuluşun göklerden gelmediğini, bu nedenle, torero gibi insanların kendi yazgılarını ellerinde tutabilmeleri için eyleme geçmek zorunda olduklarını simgeleyen kolektif kişiliklerdir. Leiris, özçözümlemeye dayalı Erginlik Yaşı’nda, yaşamının inişli çıkışlı anlarında karşısına çıkan kadınları, Yudit veya Lucretia kişilikleriyle karşılaştırarak simgeselliği doruğa taşımaktadır. Peki Don Juanlar, Salomeler, Elektralar, Narkisoslar, Karmenler ve Holophernos’un kesik başı neyi simgelemektedir?
Erginlik Yaşı, okuru kendi katharsis’i üzerinde düşünmeye yönlendiren, kendi geçmişinin Yudit ve Lucretia’ları üzerinde sorgulamaya çağıran bir yapıt…