Açıklama
Milliyetçiliğin, tutuculuğun, savaş çığırtkanlığının gemi azıya aldığı bir dönemde, edebiyatın diliyle şovenist-faşist eğilimlere karşı çıkışın adı: Atlantik Ötesi.
Çağımız edebiyatının en gözüpek yazarlarından Witold Gombrowicz, 1939 yılında bir gezi için Arjantin’de bulunduğu sırada savaşa giren ülkesi Polonya’ya dönmeyi reddederek Güney Amerika’da uzun yıllar sürecek bir sürgünlüğü yeğlemişti. 1953’te yayımlanan Atlantik Ötesi bu olayın hikâyesidir.
Arjantin’de parasız pulsuz kalan yazar, Polonya kolonisinin üçkâğıtçı zenginleri ve Arjantinli bir eşcinsel arasında gelişen olaylar eşliğinde milliyetçiliği ve ona bağlı olan yiğitlik, savaşçılık, soyluluk, inanç, güç vb. tutucu ve şoven kavramları acımasızca alaya alır.
Çöken dünyayı olduğu kadar, geleceği simgeleyen genç kuşakları da hiçliğin ve boşluğun çıkışsız labirentlerine hapseden Gombrowicz, Atlantik Ötesi’yle, çoğu kez groteskin de sınırlarını zorlayan bir ironi şaheseri yaratır.
Milliyetçiliği yerin dibine batırdıkça alayın zirvelerine çıkan Gombrowicz “saçma”ya ve “soyut”a ulaşan özgün mizahı, “anarşist” ya da “karanlık” diye nitelenebilecek radikal yıkıcılığı ile dünya
edebiyatında öncü bir yere sahiptir.
Atlantik Ötesi, dil ve anlatım özgünlükleri, hızlı ritim ve temposuyla zevkle okunacak bir edebiyat metni…