Açıklama
Bu kitap, modern felsefenin en devrimci ve en verimli dönemlerinden biri olan, Kant ile Fichte arasındaki döneme adanmıştır. Kant’ın muhaliflerinin onun düşünsel gelişimine olan etkisini Beiser sayesinde yeni yeni anlayabiliyoruz. Beiser buradaki tartışmalara ve bu tartışmalarla ilgili olan karakterlere hayat vererek, günümüzdeki tartışmalarla olağanüstü paralellikler arz eden bir hikâye anlatıyor.
“Frederick Beiser Alman felsefesinin on sekizinci yüzyılın son dönemlerinde izlediği yolu araştırmakla, fikirler tarihine geniş kapsamlı ve titizlikle belgelenmiş bir katkı sundu… Düşünce tarihindeki büyüleyici bir momentin bilgece, iyi örneklenmiş ve oldukça bütüncül bir izahı.”
Patrick Gardiner, Times Literary Supplement
“Aklın Kaderi berraklığı ve kolay tarzıyla bir model oluşturuyor ve kuşkusuz bunlar genel okur için mükemmel bir okuma olanağı sağlayacak özellikler. Ne var ki gösterişten kaçınmış olması, konu edindiği dönemin tamamlanması zor olan bilgisini ön plana çıkarıyor. Kitap, Alman İdealizminin gelişimini yorumlama adına hakiki bir katkı sunuyor ve bu sayede konunun uzmanları için önemli bir kaynak kitap haline gelecek.”
George Di Giovanni, Journal of the History of Philosophy
“Kuşkusuz ki [bu kitap] kendi alanında uzun yıllar boyunca güvenilir bir referans çalışma olarak hizmet verecek. ‘Kant sonrası’ Alman felsefe tarihine ilgili olan herkes tarafından okunmayı hak ediyor… Söz konusu ‘çağ’ için Beiser’in Aklın Kaderi adlı eserinden daha iyi veya daha güvenilir bir kaynak bulunmuyor. Kant-sonrası Alman felsefesini çalışan her öğrenci bu kitaba sahip olmayı isteyecek.”
Daniel Breazeale, The Owl of Minerva
“[Beiser’in] bu döneme dair analizi açık ara şimdiye dek yapılan en titiz çalışma. Ayrıca modern felsefe tarihiyle ciddi olarak ilgilenen herkesin kesinlikle okuması gereken bir kitap.”
Karl Ameriks, Philosophical Review
“Aklın Kaderi aklın otoritesine dair tartışmanın doğrudan ve dolaylı sonuçlarını ortaya koymasıyla Kant ile Fichte arasındaki dönemi aydınlatmakla kalmıyor, bu iki düşünür arasındaki ilişkiyi felsefi bir sorun üzerinden anlamamızı da mümkün kılıyor. Bu sayede Fichte’nin kendi felsefesini Reinhold, Schulze ve Maimon’un Kant-sonrası felsefelerinden faydalanarak nasıl geliştirmiş olabileceğine dair bir bakış açısı sağlıyor.”
Emre Bilgiç